Categories
Haberler

Kalp Hastalıklarının Tedavisinde Robotik Cerrahi

Kalp hastalıklarının tedavisinde robotik cerrahi

Robotik cerrahi daha çok üroloji, genel cerrahi ve kadın doğum gibi branşlarda yaygın olarak kullanılsa da aslında ilk kez 1997 yılında kalp ameliyatlarında kullanılmak üzere programlandı. Ancak kalp cerrahisi çok komplike bir alan olduğu için diğer branşlardaki gelişimi ve kullanımı daha hızlı ilerledi. Son yıllarda ülkemizde de kalp ameliyatlarında sıklıkla tercih edilmeye başlanan robotik ameliyatların, hem hasta konforu hem de özellikle çocuk vakalardaki olumlu sonuçları nedeniyle pekçok avantajı söz konusudur. Öncelikle küçük bir kesiden göğüs kafesini açmadan gerçekleştirilen robotik kalp ameliyatları sayesinde hasta daha hızlı sürede daha az ağrı ile iyileşir. Ayrıca hastada ameliyat izi gibi kozmetik travmalar da olmaz. Özellikle çocuk hastalarda çok avantajlı bir seçenektir. Çocuk, daha kolay bir cerrahi operasyon sürecinden daha hızlı iyileşerek geçmektedir ve okul hayatına da kısa sürede dönebilmektedir. Ameliyat travması yaşamaz. Ancak hasta seçiminin çok iyi yapılması gereklidir.

Hangi hastalıklarda kullanılabilir?

Robotik kalp cerrahisi en sık koroner kalp hastalıklarında, by-pass cerrahisinde kullanılmaktadır. Bir veya iki damara robotik cerrahi ile by-pass yapmak mümkündür. Bu alanda üç  farklı robot versiyonu geliştirilmiştir. Günümüzde en çok Da Vinci robotu kullanılmaktadır. Bu cihaz aslında uzaya giden astronotları uzaktan tedavi edebilmek için geliştirilmiştir. Robotik kalp cerrahisi mitral kapak tamiri ve değişimi, triküspit kapağın tamiri ve değişimi, sol ve sağ kulakçıklar arasındaki ASD denilen doğuştan bulunan kalp deliğinin kapatılması, kalpte yerleşmiş tümörlerin çıkarılması için çok rahat kullanılabilmektedir. Kalbin ön yüzünü besleyen damara da robotla çok rahat bir biçimde by-pass yapabilmekteyiz. Robotik cerrahi, kalbi durdurmadan tek damara by-pass yapabilme şansı verir. Birden fazla damara robotla by-pass yapmak halen risklidir. Dünyada da çok yapılmamaktadır. Sol meme altından 5 santimlik bir kesi ile atan kalpte by-pass yapma imkanı tanır. Hastayı kalp akciğer pompasına sokmadan ameliyat edebilmek büyük avantajdır. Çünkü hastanın yoğun bakımdan çıkma, iyileşme, taburculuk süresini oldukça kısaltan bir etkendir bu.

Kalp ameliyatlarında robotik cerrahinin avantajları

Her şeyden önce daha küçük kesilerden büyük kalp ameliyatlarının yapılmasına imkan sağlayan robotik kalp cerrahisi, hasta konforu, iyileşme süreci, kozmetik kaygılar, daha az ağrı, yoğun bakımda kalma süresinin bir, hastanede yatış süresinin 3 güne inmesi; hastanın ameliyattan çıkıp aracını kullanarak evine gidebilmesi gibi nedenlerle uygun vakalarda çok daha avantajlıdır. Ameliyat sırasında alanı 20 kat büyüterek cerraha üç boyutlu ve daha detaylı görme imkanı sağlar. Böylece hata yapma şansını azaltır. Hastanede kalış süresinin ve hastane enfeksiyonunun azalması sağlık maliyetini de düşürmektedir. Sağlık kurumları 1 hafta 10 gün yerine 3 günde bir hasta taburcu edebilir. Böylece daha çok hasta bu tedaviye ulaşma şansını yakalayabilir. Psikolojik etkisi de çok önemlidir. Hastalar büyük bir ameliyat geçirmiş gibi hissetmez, hatta ameliyatı unutur.

Çocuk hastalarda robotik ameliyatlar

Robotik cerrahi asıl harikaları mitral kapak tamirinde yaratır. Erişkinlerde ve 40 kilonun üzerindeki çocuklarda ASD (atriyal septal defekt-kalpte delik) ve uygun vakalarda da VSD (ventriküler septal defekt-kalpte delik)  için kullanılabilir.

Kimler robotik cerrahi yapabilir?

Bir kalp cerrahının robotik cerrahi yapabilecek düzeye gelebilmesi için en az 50 vakayı robotu bilen ve kullanan bir cerrahın gözetiminde ameliyat etmiş olması gereklidir. Sadece robotun, yani cihazın eğitimini almak yeterli değildir. Vaka yapmış olmak da çok önemlidir. Ameliyat sırasında kolları nasıl hareket ettireceğinizi teorik olarak değil vaka üzerinde öğrenebilirsiniz. Ani bir hareket işi riske sokabilir. Bunların meydana gelmemesi için iyi bir cerrahtan bu işin eğitimini almış olmanız gerekiyor. Bu nedenlerle ben de Belçika’da tam 3 yıl bu vakalar üzerine çalışarak bunun eğitimini aldım.

Kimlere robotik cerrahi yapılamaz?

Kalp ameliyatlarında robot kullanımı halen her hastalık için mümkün değildir. By-pass’da tek damara robotik cerrahi yapılabilir ama diğer damarlara eğer gerekiyorsa ya açık cerrahi ya da eşzamanlı hibrit girişim dediğimiz bir veya iki damara robotik by-pass, diğer iki damara stent işlemi uygulanabilir. Robotik kalp ameliyatları, yara iyileşmesi daha hızlı olduğu için diyabet hastaları açısından da avantajlıdır. Ancak diyabet hastalarında bir damarın birkaç yerinde problem olabilmektedir. Çünkü bu kişilerde genellikle yaygın bir damar hastalığı söz konusudur. Bir damarın birkaç yerine robotla by-pass yapmak çok ideal olmayabilir. O zaman da belki açık cerrahi düşünülebilir. Aynı anda 5 damarına müdahale edilmesi gereken bir hastada da robotik cerrahi doğru bir seçenek değildir. Ayrıca daha önceden geçirilmiş bir akciğer hastalığı, akciğerin bulunduğu göğüs boşluğunda yapışıklıklar veya kalp zarında yapışıklıklar varsa, robotik cerrahi uygulanmamalıdır.

Categories
Basın Haberleri

Prof. Dr. Bakır: Oruçla metobolizma dinlenir

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi Bölümü’nden Robotik Kalp Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. İhsan Bakır, hangi tür kalp hastası olursa olsun, düzenli ilaç kullanmak zorunda olan hastaların oruç tutmak için ilaçlarını aksatmaması gerektiğini söyledi. Oruç tutmanın aslında metabolizma açısından çok faydalı olduğunu kaydeden Bakır, “Aç kalınca vücut pankreasa insülin salgıla emri vermez. Bu, organlar için bir nevi dinlenmedir aslında. Sadece yılda 1 aylık bir periyod için değil orucun yıl içine yayılarak belki haftada 1 gün de olsa tutulması gerektiğini düşünüyorum. Hem metabolizma dinlenir hem de bir nevi ramazan ayına hazırlık yapar” diye konuştu.

Prof. Dr. İhsan Bakır, açık kalp ameliyatı geçirmiş bir hastanın, kendini iyi hissetse dahi kemik iyileşmesi açısından ameliyattan ancak 2 ay sonra oruç tutabileceğini ifade ederek, “Robotik by-pass ameliyatı olan hastalar için bu kadar beklemeye gerek yok çünkü robotik kalp ameliyatlarında göğüs kemiğini (iman tahtası) kesmeden ameliyatı gerçekleştiriyoruz. Kalple ilgili sorunu olan bir hasta eğer düzenli ilaç kullanıyorsa ve doktoru bu ilaçları kesinlikle düzenli alması gerektiğini tavsiye etmişse oruç tutmak için ilaçlarını atlamamalı. Mesela diyabet ilacı alanlar, insülin kullananlar, atriyal fibrilasyon veya pıhtı atma riski nedeniyle günde bir kezden fazla kan sulandırıcı kullanmak zorunda olanlar veya kalp kapak hastalarının oruç tutması hasta açısından sakınca doğurabilir. Kalp hastaları takipli hastalar olduğu için en azından aile hekiminin kontrolünde oruç tutup tutmayacağına karar verilebilir” dedi.

‘HAFTADA BİR GÜN ORUÇ METABOLİZMA İÇİN FAYDALI’

Oruç tutmanın aslında metabolizma açısından çok faydalı olduğuna değinen Prof. Dr. İhsan Bakır, “Aç kalınca vücut pankreasa insülin salgıla emri vermez. Bu, organlar için bir nevi dinlenmedir aslında. Anlık şeker yüklenmeleri olsun, insülin salgılanması olsun ya da karaciğer enzimlerinin devreye girip metabolizmayı hızlandırması olsun, hepsi bir süreliğine durur. Bağırsaklardan dahi beyne uyarı gitmez, beyin de ilgili hormonları salgılamaz. Hormonları ve hormon salgılanma oranları istirahatte olan kişinin metabolizması da yavaşlar. Vücudun bundan pozitif yönde etkilenmesi tıbbi açıdan da her zaman beklenen bir durumdur. Ben, bir kalp damar cerrahı olarak sadece yılda 1 aylık bir periyod için değil orucun yıl içine yayılarak belki haftada 1 gün de olsa tutulması gerektiğini düşünüyorum. Hem metabolizma dinlenir hem de bir nevi ramazan ayına hazırlık yapar gibi düşünülebilir” diye konuştu.

TİROİD BOZUKLUĞU OLANLAR DİKKAT!

Tiroid bozukluğu olan hastaların da oruç tutmasının sakıncalı olabileceğine işaret eden Prof. Dr. Bakır, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hastanın tiroid fonksiyonlarında bozukluk vardır, çok sık su içmesi gerekiyordur, metabolizması hızlıdır, bu kişiler için geçerli değil yukarıda söylediklerim. Bağışıklık sistemi zayıf hastalar da gıdadan mahrum kalıp gerekli kaloriyi almadığında enfeksiyona daha yatkın oluyor. Bu tür hastaların mutlaka yeterince kalori alarak oruç tutması ya da hiç tutmaması gerekli. Kalorisi zengin gıdalardan sık sık kısa aralarla beslenmesi gerekiyor çünkü. Bir de sigara meselesi var. İftarda aç karna ve sahurda yatmadan önce içilen sigara, sadece kalp hastalarında değil sağlıklı kişilerde bile ani kalp krizlerine yol açabilir. Hele ki iftarda ardı ardına sigara içilmesi kalp krizi açısından çok daha tehlikeli. Uzun süren açlık ve susuzluk döneminden hemen sonra vücut enerji, oksijen tüketimi, sıvı ve elektrolit dengesini henüz kurmamışken, sigaranın içerdiği zehirlerin damarlarda bolca dolaşması aritmi, yüksek tansiyon, damarda ani büzüşme ve daralmanın yanı sıra damar sertliğini oluşturan yağ birikintilerinde kanama ve küçük yırtıklar yaparak kalp krizini tetikleyebilir.”

Kaynak: Demirören Haber Ajansı (DHA)